Takipçi Sayısı

Takipçi sayısının artması bir zehirdir.

Evet.

Ve bu sadece sosyal medya takipçisi de değil.

Siyasette seçmenleriniz, sanatta izleyicileriniz ticarette zenginliğiniz artarsa artık kaybedeceğiniz bir şey var demektir. Gittikçe hetorejenleşen ve suya titr konular dışına çıkınca belli bir kesiminden tepki alabileceğiniz kitleniz,  attığınız adımın artık kazançtan ziyade kayba dönüşebileceği korkusu, yıllardır biriktirdiğiniz saygınlığın bir günlük bir linçle dağılabileceği endişesi.

Ben takıntı derecesinde, günde saatlerini ayırıp yerli ve yabancı kaynaklardan bilgi tüketimi yapan birisiyim. Ben bilmiyor muyum sadece o bilgileri satarak bir etkileşim dehlizi yaratmayı ama gel gelelim Norveç’te yaşamıyoruz. Ekonomimize yön veren sadece yapay zeka, teknik ilerleme, derin öğrenme, big data, yaratıcı mühendislik vb. konular değil. Demokrasi, insan hakları, gelir dağılımındaki adaletsizlik ve ötesinde genel adaletsizlik gibi konuları çözdük mü?

İş hayatına derin etkileri olacak Chatgpt son sürümü hakkında devrimsel tespitlerimi yazayım, füturizm hakkında belagatlar vereyim, gelecekte işsiz kalacak meslek grupları hakkında bir makale de ben kaleme alayım ama iş yerinde mobbingi, hak gaspını, ödenmeyen mesaileri, çökülen promosyonları, ayrımcılığı, unutulan liyakat kavramını hatırlatmak da bir sorumluluk değil midir? Cumartesi günü çalışanları yarım günlüğüne ofise mi çağırsam diyen bir zihniyeti hangi uygulamanın yeni çıkan çığır açıcı yeniliğini anlatarak dönüştürebilirsiniz?

Uzun uzun yazarsan kimse okumaz diye akıl verenler var bir de. Ben okuyan, düşünen, yorumlarla geri bildirim veren insanlarla mutluyum ve daha fazla okunma, beğenilme kaygım yok hatta kimi zaman rahatsızlık vereyim istiyorum, vereyim ki bizi konfor alanına sıkıştıran şu yanlış algıyı dağıtalım.

Ezcümle; Bir dönüştürme çabanız olmayacaksa elinizi yormayın, tuttuğunuz kalemin ve Allah’ın size bahşettiği aklınızın hakkını verin. İçinden çıktığımız bu topluma karşı hepimiz sorumluyuz, azade değil hiçbirimiz!

• Paylaş: